Türkiye’nin yıllar boyunca veremle savaşta başarılı bir mücadele verdiğini ifade eden Dr. Remzi Karşı, salgın sürecinin tüberküloz kontrolünü de olumsuz etkilediğini bildirdi.
Türk Toraks Derneği bildirisine göre, salgın döneminin Türkiye’de de tüberküloz kontrolünü olumsuz etkilediğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdürü Dr. öğretim üyesi Dr. Remzi Karşı, “Covid-19 salgını öncesinde en çok sayıda insanı etkileyen ve ölümüne sebep olan hastalık iken şimdi, korona virüsten sonra en çok hastalandıran ve öldüren bulaşıcı hastalık olmuştur. Hastalığın sebebi, mycobacterium tuberculosis adlı bir bakteridir. Hasta insanlardan, nefes, öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan basilin solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi, öksürük , balgamdan kan gelmesi gibi belirtiler ile ortaya çıkan verem, solunum yoluyla bulaşır ve tedavi edilmezse ölümcül olabilir. Bu yakınmalar ve akciğer filmi ile tüberküloz hastalığından şüphelenilir. Balgam incelemesi yapılarak hastalığın teşhisi konulur. Tedavi başlanan hastaların bulaştırıcılığı hızla azalmaktadır. Bu sebeple erken teşhis konulması ve tedavinin başarıyla tamamlanması, hastanın iyileşmesini sağladığı gibi toplumda bulaşmayı da önler. Tüberküloz hastalığı tedavi edilebilen bir hastalıktır” dedi.
Tüberkülozun bulaştırıcı bir hastalık olduğuna dikkati çeken Dr. Remzi Karşı, “Tüberküloz hastasının solunum yoluyla havaya saçtığı mikroplar, sağlıklı kişiler tarafından nefes ile alınarak akciğerlerine yerleşebilir. Akciğere gelen mikrop ya vücutta hapsedilir ve sessiz bir enfeksiyon olarak kalır ya da hastalık yapar. Sessiz enfeksiyon olanların onda biri ileri bir tarihte hastalanabilir. En sık akciğerleri tutar. Diğer organlarda da hastalık yapabilir. Tedavisi vardır, her hasta iyileştirilir. Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinde sessiz tüberküloz enfeksiyonu vardır. Tüberküloz bir yoksulluk hastalığıdır. Yoksulluk yanında, yetersiz beslenme, sigara içilmesi, diyabet, HIV enfeksiyonu da verem hastalığının ortaya çıkmasına sebep olurlar” şeklinde konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından Ekim ayında 2021 Küresel Tüberküloz Raporunu yayımlandığını ifade eden Karşı, “Bu raporda, Covid-19 salgınının tüberküloz kontrol faaliyetlerine yaptığı olumsuz etki bütün gerçekliği ile bu raporda görülmektedir. Korona virüs salgını, tüberkülozla mücadelede yıllarca süren küresel başarıyı tersine çevirdi ve on yıldan uzun bir süredir ilk kez tüberküloz ölümleri arttırmıştır. Tüberküloz, korona virüsten sonra en fazla kişiyi etkileyen ikinci önemli bulaşıcı hastalıktır ve dünyada ölüm sebepleri içinde 13. sıradadır. 2020’de 1,5 milyon insan tüberkülozdan hayatını kaybederken, 2020 yılında 2019’a kıyasla çok daha az sayıda kişiye teşhis konularak tedavi edildi. Dünyada 10 milyon tüberküloz hastası bulunmaktadır, fakat kayıtlı tüberküloz hastaları, 2019 yılında 7,1 milyon iken 2020 yılında 5,8 milyona düşmüştür. Tüberkülozdan koruyucu tedavi verilenlerin sayısında da yüzde 21 düşüş görülmüştür” diye konuştu.
Korona virüs salgını, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüberküloz kontrolünü olumsuz yönde etkilediğinin altını çizen Karşı, “Ülkemizde başarılı şekilde yürütülen tüberküloz kontrolünün, Covid-19 salgını koşullarında kısmi bir gerileme yaşadığını görüyoruz. Bununla birlikte Türkiye’de başarıyla sürdürülen verem savaşının uzun yıllar, istikrarlı şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Bu konuda, Sağlık Bakanlığı, hastaneler, verem savaşı dispanserleri, aile hekimleri, laboratuvarlar yanında derneklerin ve diğer kuruluşların çalışmaları önem taşımaktadır” dedi.