DOLAR 32,3809 0.18%
EURO 35,0836 -0.11%
ALTIN 2.325,350,27
BITCOIN 2240786-2,61%
Siirt
15°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Sevda Yalçın

Sevda Yalçın

17 Mayıs 2022 Salı

    Aşk kimdir?

    Aşk kimdir?
    1

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Aşk

    Aşk kimdir?

    Oysa aşk nedir diye sormam gerekirdi öyle değil mi? Fakat aşkı bir nesnenin çok ötesinde, metaforik bir varlık olarak düşündüğüm için bu soruyu değiştirmiş olabilirim.

    Evet, aşk kimdir? Milyarlarca insanların yıllardır ne olduğunu anlamadığı aşka, kim olduğunu sormak belki de bizi cevaba yaklaştırabilir.

    Ey aşk, kimsin sen! Uçuruma sürüklediği halde, uçurumun en ucunda bekleyerek tebessüm edilen varlık. Mutluluğu bulutlarda gezdiren ama bir o kadar da süratle yere çakan. Ve yine ayağa kalkıp hadi yeniden yapalım diyen uslanmaz çocuk akılsızlığı. Bencilliği ile ünlü insanoğlunun kendini unutacak kadar sevmesi, aşk değil de nedir? Varlığı süresince anılarını yüreğinde, ruhunda, bedeninde taşıdığı. Aşkın bir insan için evet tamamlandım dediği ve yokluğunda ruhundan bir parça eksilmiş gibi hissettiğidir.

    Ey ateş! Aşık yanmasın beni yak diyen maşuk deliliği.

    Sınırsız delilikler ile çevrili bir mutluluk kırıntısı görmek için her şeyin, en önemlisi de kendisinin ötesine geçilen bir yaşam. Sonucu ayrılıklar olması hiçbir şeyi değiştiremez. Tıpkı sevdiğini görebilmenin ümidiyle yeşeren narçiçeği dallarına bırakarak can veren prens mutluluğu gibidir aşk. Bundandır ki narçiçeği imkansız aşkı niteler. Ama özeldir bütünüyle, aşk ölümle yitirilmez. Her nesilde yaşar aşkın en güzel sembolleri.

    Bu kadar sıra dışı ve mantığın çok dışında reaksiyonlar gösteren aşkı basite indirgemeye çalışsak bile anlamlandırmak yine de yeterli olmayacaktır. Fakat bilim bunu bir şekilde hormonlara bağlayarak ve beyinde gelişen fonksiyonlar sonucunda gelişen davranış ve ruh halini tanımlaya çalışmış. Beyinde aşk molekülü olarak nitelendirilen feniletilamin, limbik sistemde dopamin (ödül, motivasyon, vücut hareketlerinin yönetimini sağlar) hormonun salgısının artışını tetikler. Beyin aşkı bir ödül olarak görür ve bu hormon genellikle mutlu olmanızı sağlar. Vücutta gelişen zincirleme hormonların artışı ile “Midemde kelebekler uçuşuyor, içimde bir heyecan var. İştahım yok, Odaklanamıyorum.” Gibi sözcükler hormonların işi diyebiliriz. Bilim, aşkı kategorize ederek dayandığı hormonların doğal kimyasal sonuçlarına bakarak bunu açıklamaya çalışmıştır. Hatta aşk konusundaki çalışmaları ile ön plana çıkan Helen Fisher, sevgililerin beraberken yoğun duyguları yaşaması ve ayrıldıkları anlarda ise gelişen stresi ilaç bağımlılarının davranışlarına benzetmiştir. Bu davranışlar da hormonların gösterdiği duygu değişimleridir.

    O zaman şöyle soralım,  hormonların artış veya azalışta olması geçici bir durumu nitelemez mi? O zaman sevgilinin bir süre sonra unutulması ve hiç olmamış gibi davranılması normal bir süreçtir.

    Peki, biz buna aşk diyebilir miyiz?

    Hayır tabii ki bu olsa olsa hoşlanmak/etkilenmek/bağımlılık diyebileceğimiz süreli bir yaşam modeline girebilir.

    Aşk ise çok daha farklı bir boyutta yer alır. O bir nesne değil nefes alan bir canlı gibi yaşar aramızda. Bu yüzden aşk kimsin sen, diye sormak en doğal hakkımızdır. Çoğu fanilerin bilmediği, göremediği, tadamadığı eşsiz duygu karmaşası. Aşk her ruhla bütünleşemez ne yazık ki. Özel ve saf kalplerde yer edilendir kendisi. Aşkı yaşayan insan temizliği okyanustan da berraktır. Hiçbir kötülüğün mesken edinemeyeceği yüreklerde yeşerir aşk. Bir çocuk masumluğu ile yarışacak kadar masumdur.

    Üzücü olabilir fakat aşk size sadece bir kez uğrayacaktır. Aşık ile maşuk tektir. Onun ötesi yoktur artık. Bir yürek bir aşk taşıyabilir. Sonraları insanoğlu bir başka insanı elbet sever ya da sevilir. Tabiat gereğidir biraz da, hayatına severek devam etmek. Aşk uzun süre görülemeyen endemik bir tür olabilecek bir varlıktır. Bir keredir ve her zaman gelmez. Bir gün olurda aşka denk gelirseniz onu yaşamayı unutmayın sakın. Yaşamak denilen mucizevi detay aşk ile bütünleşirse işte o zaman yaşadım ben ferahlığı duyarsınız.

    Peki biz aşkı yaşadık mı, yaşamadık mı nereden bilebiliriz diye soracak olursanız.

    Anılarınızı yoklayın. Eğer anılar boşlukta ise Aşkı aramaya devam edin derim.